17 |
Projenin Çıktıları:
1. Çalışmamızda izolatların kültürdeki üreme şekline göre saf, etken ile birlikte ve polimikrobiyal gruplara ayrılarak saf olarak üremeyen Corynebacterium türlerinin patojenik potansiyeli hakkında fikir sahibi olunabileceği düşünülmüştür.
2. Yapılan birçok çalışma ile uyumlu olarak C. striatum, C. amycolatum ve C. afermentans en sık izole edilen türler olmuştur.
3. Çalışmamızda, laboratuvara enfeksiyon şüphesi nedeniyle gönderilen klinik örneklerden izole edilme sıklığı olarak DTA ve idrar örneklerinde izolasyon sıklığı istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur.
4. Klinik olarak enfeksiyon şüphesi olan hastalardan izole edilen etken olma olasılığı yüksek olabilecek korinebakterium izolatlarının yoğun bakım servislerinden gelen örneklerde yüksek oranda izole edilmesi değerlidir.
6. Steril vücut sıvıarından yapılan kültürlerde C. amycolatum üremelerinin görülmesi, izolatların %35,3 oranında biyofilm oluşturması, apse, yara gibi örneklerde görülen üremelerin muhtemel etken olarak düşünülmesi gerektiğini göstermiştir.
8. Özellikle yurt içinde yapılan çalışmalarla uyumlu olarak C. striatum izolatlarında penisilin, klindamisin, siprofloksasin, moksifloksasin ve rifampisin C. amycolatum izolatlarında penisilin, siprofloksasin ve klindamisin, C. afermentans izolatlarında ise penisilin, klindamisin, siprofloksasin ve moksifloksasin direnç oranları %80’nin üzerinde bulunmuştur.
9. Rifampisin ve tetrasikline karşı direnç oranı polimikrobiyal grupta diğer gruplara göre anlamlı şekilde düşük olarak saptanmış olup en yüksek direnç oranları penisilin, klindamisin, siprofloksasine karşı görülmüştür.
10. Tüm izolatlar vankomisine duyarlı bulunmuştur. Bazı suşlarda MİK değerlerinin yüksek çıkması tedavi dozuna yön vermesi açısından vankomisin direncinin araştırılmasında sıvı mikrodilüsyon yönteminin kullanılmasının daha uygun olabileceğini düşündürmektedir.
11. Literatür tarandığında hemen hemen bütün Corynebacterium izolatları linezolide karşı duyarlı bulunmuşken sadece bir çalışmada dirençli suş rapor edilmiştir, bu durum çalışmamızın linezolid dirençli Corynebacterium ( C. afermentans) bildiren ikinci çalışma olduğunu göstermektedir.
12. Hem antibiyotik direnç oranlarına hemde biyofilm oluşturma oranlarına bakıldığında kültürde etken ile birlikte üreyen Corynebacterium’ların saf kültür olarak üreyen Corynebacterium’lar ile benzer özellikler gösterdiği, iki grubun da polimikrobiyal olarak üreyen Corynebacterium’lardan daha yüksek oranda biyofilm yaptığı ve antibiyotik direnç oranına sahip olduğu görülmüştür. Saf olarak üreyen Corynebacterium’lar ile birlikte başka bir patojen olduğu düşünülen bakteri ile birlikte üreyen Corynebacterium’ların da dikkate alınması gerektiği düşünülmüştür.
13. C. striatum, C. amycolatum ve C. afermentans izolatlarında biyofilm oluşumları ve antibiyotik direnç oranlarına bakıldığında özellikle bu türlerin kontaminasyon olarak gözardı edilmemesi, çoklu ilaç direnci profiline sahip olabilmeleri nedeniyle tür tayini yapılması ve antimikrobiyal duyarlılık testlerinin çalışılması gereklidir.
14. Literatür tarandığında laktobasil, bacillus gibi flora bakterilerinin, Actinomycetes, Streptomyces gibi çevreden izole edilmiş bakterilerin anti-quorum sensing aktiviteleri araştırılmış, ancak Corynebacterium türleri ile ilgili; C. striatum’un S. aureus’un agr QS sistemi etkisinin bakıldığı çalışma dışında anti-quorum sensing çalışmasına rastlanılmamıştır. Çalışmamızda izolat ekstraktlarının anti-quorum sensing aktivitesi görülmemiştir ancak beş adet izolat ekstraktında antimikrobiyal etki gözlenmiştir. Çalışmamızda ise antimikrobiyal etki gözlenen bakteri ekstraktlarının dört tanesi C. amycolatum bir tanesi ise C. afermentans’ a aittir.
|