T.C.

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ

Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü

Sıra No PROJE SONUÇ RAPORU BİLGİ FORMU
1  Proje No :   2021.04.03.1194
2  Projenin Adı :   Vezikoüreteral reflüsü olan çocuklarda skar nefropatisi gelişimine TLR-4 genlerinin etkileri
3  Projenin İlgili Olduğu Alan Adı :   Sağlık Bilimleri Araştırma Projesi (SBAP)
4  Proje Yürütücüsü :   Dr.Öğr. Üyesi Nadide Melike Sav
5  Proje Yürütücüsü E-posta :   nadidemelikesav@duzce.edu.tr
7  Proje Araştırıcıları :  Dr.Öğr. Üyesi nadide melike sav
 
8  Projenin Başlama ve Bitiş Tarihi :   29.03.2021
  29.03.2022
9  Proje Süresi :   12
10  Ek Süre :   0
11  Ek Ödenek :   0,00
12  Projenin Bütçesi :   24.841,08
13  Toplam Harcama :   24.651,47
14  İşbirliği Yapılan Kuruluş :   Düzce Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Proje Destek Brimi
15  İşbirliği Yapılan Kuruluşun Desteği :   24000TL
16  Projenin Amacı:  İdrar yolu enfeksiyonu (İYE), çocuklarda sık görülen ve kısa ve uzun dönem komplikasyonları olan önemli bir sağlık sorunudur. Hastalığın sık görülen nedenlerinden birisi de vezikoüreteral reflüdür. Vezikoüreteral reflü (VUR), anatomik bozukluklar sonucu mesanede biriken idrarın bir veya her iki üreterden renal kalikse veya böbreğe geri akışı ile karakterize bir patolojidir (1). Primer VUR, doğuştan üreterovezikal bileşkenin kötü gelişmesi ve işlev bozukluğundan kaynaklanmakta iken, sekonder VUR, artmış intravezikal basınç nedeniyle oluşur. Sekonder VUR’un nedenleri arasında nörojenik mesane ve mesane çıkış obstrüksiyonu (posterior üretral kapak, anterior üretral divertikül, üretral hipoplazi) önemli bir yer tutar (2). Primer VUR, pediatrik popülasyonun yüzde1-2'sinde görülürken, idrar yolu enfeksiyonları varlığında bu oran yüzde 30-40'a kadar çıkmaktadır ve tekrarlayan İYE, renal parankimal hasarın önemli bir nedenidir (3-6). Renal parankimdeki bakteriyel enfeksiyon akut inflamatuar reaksiyona neden olarak skar oluşumunu ve kronik böbrek hastalığına gidişi hızlandırır (7-10). Bakteriyel idrar yolu enfeksiyonlarına karşı direncin bazı genlerin kontrolünde olduğu birçok çalışmada bildirilmiştir. Bu genlerden toll like reseptörleri (TLR), doğuştan gelen bağışıklık tepkisinde yer alan transmembran proteinlerdir. TLR, kemokin ve kemokin reseptörlerini kodlayan genlerdeki tek gen kusurları veya varyasyonları üriner patojenin invazyonuna karşı konakçı duyarlılığını değiştirir (11-13). İnsanlarda tanımlanan ilk toll like reseptörü TLR4'dür ve monositler ve dendritik hücreler üzerinde eksprese edilir. TLR4, bakteriyel lipopolisakkaritleri tanır ve Gram-negatif bakterilere karşı konak savunmasına katkıda bulunur (14). İdrar yolu enfeksiyonuna sebep olan TLR4 genindeki farklı polimorfizmler hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırmakta ve uzun dönemde kronik böbrek hastalığına zemin hazırlayabilmektedir. Bu polimorfizmlerin belirlenmesi doğru genetik danışmanlık verilebilmesine ve risk faktörü olan bireylerin hızlı bir şekilde taranabilmesine imkan sağlayacaktır. Bu çalışmada tekrarlayan İYE ve vezikoüreteral reflüsü olan çocuk hastalarda TLR4 genindeki polimorfizmlerin Next Generation Sequencing (NGS) yöntemi ile analiz edilerek hastalık oluşumu ve skar dokusu gelişimi açısından etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
17  Projenin Çıktıları:  Bu çalışmaya 26'sı skarlı, 23'ü skarsız olmak üzere toplam 49 kişi dahil edildi. Her iki grup da yaş ve cinsiyet açısından benzerdi. Yara izi olanların dağılımı 7'si iki taraflı çoklu, 4'ü 1 adet sağda, 8'i sağda çoklu, 1'i sağda çoklu ve sağda atrofi, 3'ü solda 1 ve 3'ü solda multipl olmak üzere. Skarlı ve iz bırakmayanlar karşılaştırıldığında bu iki grup arasında sistolik kan basıncı , diyastolik kan basıncı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (Tablo). 1). VUR'u etkilemeyen de skar olan ile grup arasında anlamlı bir gözle fark edilmedi. Skarlı ve skarsız bireylerde dikkate alınması gereken TLR4 gen varyasyonları göz önüne alındığında, varyasyon taşıyıcı durumu için skarlı ve skarsız bireyler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulundu. Ek196lara anlamlı olarak da skarlı durumlarda skar olmayan olarak da skarlı olmayanlar için heterozigos c.942AG p.Lys314 in Ex4 rs56070048, heterozigos c.8AG p.Asp299Gly in Ex3 rs4986790, heterozigot c.1196CT p.Thr399Ile rs4986 EX3 ve heterozigot c.1078CT p.Ser360Pro Ex3 varyasyonları daha fazla oranda bulundu.
18  Proje Çıktılarının Bilime ve Uygulamaya Aktarılması:  TLR4 gen varyasyonlarının enfeksiyon sıklığını ve sonucunda da skar dokusu gelişimine yatkınlığı artırdığı bilinmektedir. TLR4 genindeki varyasyonlardan c.958TC, c.776AG, c.1076CT, c.896AG, c.1196CT, c.315CT, c.1078CT varyasyonlarının skarlı hastalarda skarsız hastalara göre daha yüksek oranda bulunduğu NGS yöntemi ile TLR4 genlerinin araştırıldığı ilk çalışma olan bu çalışmada gösterilmiştir. Daha fazla sayıda hastayı içeren daha büyük ölçekli çalışmalarla renal skar gelişimi üzerinde hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkileri daha net ortaya konabilecektir.
19  Proje Kapsamında Yapılan Yayınlar:  yayın aşamasındadır

  Tarih: 


  İmza: