T.C.

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ

Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü

Sıra No PROJE SONUÇ RAPORU BİLGİ FORMU
1  Proje No :   2020.04.02.1140
2  Projenin Adı :   Laparoskopik Abdominal Cerrahilerde, İntraabdominal Basınç Değişikliklerinin Optik Sinir Kılıf Çapı, Serebral Oksijen Saturasyonu ve Kognitif Fonksiyonlara olan Etkilerinin Değerlendirilmesi
3  Projenin İlgili Olduğu Alan Adı :   Sağlık Bilimleri Araştırma Projesi (SBAP)
4  Proje Yürütücüsü :   Doç.Dr. Gülbin Sezen
5  Proje Yürütücüsü E-posta :   gulbinsezen@duzce.edu.tr
7  Proje Araştırıcıları :  Doç.Dr. GÜLBİN SEZEN
 Arş.Gör.Dr. özkan ABA
 
8  Projenin Başlama ve Bitiş Tarihi :   23.11.2020
  23.11.2021
9  Proje Süresi :   12
10  Ek Süre :   0
11  Ek Ödenek :   0,00
12  Projenin Bütçesi :   21.850,00
13  Toplam Harcama :   19.926,00
14  İşbirliği Yapılan Kuruluş :   yok
15  İşbirliği Yapılan Kuruluşun Desteği :   yok
16  Projenin Amacı:  Modern anestezik yaklaşım, sadece ağrıyı yeterli oranda hafifletmeyi değil, aynı zamanda operasyon sırasında hastanın tüm hayati fonksiyonlarını kontrol etmeyi, perioperatif organ disfonksiyonunu en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Laparoskopik cerrahi sırasında maksimal intraperitoneal boşluğu elde etmek için iyatrojenik olarak uygulanan pnömoperitoneum intraabdominal basıncı arttırarak hipoksi, iskemi ve artmış oksidatif stresle ilgili sonuçlar doğurmaktadır (1). Optik sinir, beyin omurilik sıvısının (BOS) optik sinir kılıfı içindeki intrakraniyal ve subaraknoid boşluklar arasında iletişim kurmasına imkân sağlayacak şekilde meningeal tabakalarla kılıflanmıştır (2,3). Kafa içi basınç (KİB) arttığında, optik siniri çevreleyen serebrospinal sıvıdaki radyal basıncın arttığı, bunun da tabakanın çapının genişlemesine yol açtığı belirlenmiştir (4). Deneysel çalışmaların yanı sıra insan çalışmalarda da, bir KİB değişikliğine karşılık optik sinir kılıf çapında (OSKÇ) ani bir değişimin meydana geldiği gösterilmiştir (5,6). Yakın kızılötesi spektroskopi (NIRS) tekniği ile yapılan araştırmalar sonucunda, hipoksik maruziyet sırasında daha kompleks ve santral görevlerin yerine getirilmesinde önemli derecede aktive olan beynin primer bölgesi prefrontal korteksin (PFK) oksijen satürasyonunda, kayda değer bir azalma meydana geldiği gösterilmiştir. Dolayısıyla, hipoksik koşullar altında kognitif fonksiyonlarda meydana gelen bu gerilemede rol alan mekanizmaları aydınlatmak maksadıyla, periferik oksijen satürasyonunun (SpO2) yanı sıra serebral oksijenasyonun rolünün de araştırılması ve değerlendirilmesi önem arz etmektedir (7,8) Standardize Mini Mental Test (SMMT) uzun süredir kullanılmaktadır. Klinisyenlerin bilişsel bozukluğu tespit etmelerine ve bilişsel değişimin ciddiyetini derecelendirmelerine yardımcı olmak için en yaygın kullandıkları araçtır. Araştırmamızda; laparoskopik abdominal cerrahi sırasında oluşturulan iyatrojenik intraabdominal basınç artışı sonucunda oluşan kafa içi basınç, serebral oksijenizasyon ve erken postoperatif kognitif fonksiyon değişimlerinin sırasıyla optik sinir kılıfı çapı, NIRS ve SMMT vekilliğinde incelenmesi amaçlanmaktadır.
17  Projenin Çıktıları:  Çalışmamız sonucunda laparoskopik girişimlerde CO2 gaz insüflasyonu ile gerçekleştirilen pnömoperitoneum OSKÇ artışına neden olmaktadır, bu artış pnömoperitoneumun sonlanmasından hemen sonra insüflasyon öncesi değerlerine geri dönmektedir. OSKÇ’deki bu artışın İKB artışının bir göstergesi olarak değerlendirilebilmesine karşın bu süreçte serebral oksijenizasyon düzeyi yüzeyel monitorizasyon ile değerlendirildiğinde, serebral oksijenizasyonda bir azalma görülmemektedir ve sonrasında bilişsel fonksiyonlar değerlendirildiğinde de OSKÇ yüksek saptanan hastalarda anlamlı değişikliklerin olmadığı görülmüştür.POKD değerlendirilmesi için her ne kadar SMMT kullanımı sınırlı bir gösterge olsa da yine de risk faktörü olarak belirtilen düşük eğitim seviyesi ve yüksek VKİ’ nin POKD etkisi çalışmamız sonucunda da gösterilmiştir. POKD çok etkenli ciddi bir postoperatif komplikasyondur. POKD gelişimini önlemek için riskli gruplar önceden tespit edilerek tüm operasyon sürecinde buna yönelik önlemler alınmalıdır. Laparoskopik girişimler minimal invaziv yöntemler olarak her geçen gün daha fazla alanda, anormal pozisyonlarda ve birbirinden çok farklı yapılardaki hasta gruplarında anestezi uygulamamıza dahil olmaktadır. Bu operasyonlarda hasta odaklı anestezi yönetimi ve serebral oksijenizasyon, etCO2, solunum mekanikleri, İAB, OSKÇ gibi monitorizasyon yöntemlerinin standart monitorizasyona eklenmesi olası zararlı etkilerden korunmak için gereklilik oluşturmaktadır.
18  Proje Çıktılarının Bilime ve Uygulamaya Aktarılması:  yazım aşamasındadır.
19  Proje Kapsamında Yapılan Yayınlar:  yazım aşamasındadır.

  Tarih: 


  İmza: